MERHABA..

Hepinize merhaba...Ben bir mutfak aşığıyım. Mutluyken ,hüzünlüyken ,huzurluyken ,sıkılmışken ,genelde gece uyku tutmamışken mutfakta ya bir şeyler yaparken bulurum kendimi yada maalesef yaptıklarımı yerken...Çocukluğumdan beri gelen bu aşkı, merakı ,öğrendiklerimi sizlerle paylaşmaya sizin paylaşacağınız fikirlerle tariflerle yeni mutfak maceraları yaşamaya karar verdim .Sizler sayfama bende aranıza hoş geldik ...


14 Temmuz 2015 Salı

YUFKALI KADAYIF SARMASI


  Her ne kadar şerbetli tatlılara karşı mesafeli dursam da bu tatlı uzun zamandır denemek istediğim tarifler arasındaydı. İş çıkışı telefonda  ordanburdanhayattan  blogunun yazarı arkadaşım Yasemin'e tarifi yapmak istediğimden bahsederken , elimde malzemelerle onun mutfağında buldum kendimi. Mutfaktayken yanınızda kendiniz gibi yaptığı işten zevk alan biri varsa işte o an geçirdiğiniz vakit,yapacağınız tatlıdan da tatlı oluyor .
  Siz de bayramda misafirlerinize yapılışı kolay çıtır çıtır şerbetli bir tatlı sunmak isterseniz .Buyurun tarife

Malzemeler :
 2 adet yufka
250 gr tel kadayıf
1 su bardağı iri çekilmiş ceviz
1 su bardağı toz şeker
150 gram tereyağı ( yarısı içi diğer yarısı üzeri için )

Şerbet için :
2 su bardağı şeker
2 su bardağı su
1 - 2 damla limon suyu

Yapılışı:
Yufkayı yarım ay şeklinde ikiye bölün. Tel kadayıfı geniş bir kabın içinde havalandırarak biraz parçalayın. Yufkanın geniz kısmına tel kadayıfı serip, üzerine ceviz ve toz şekeri serpiştirin. Kadayıfın üzerine ufak parçalar halinde tereyağından koyun.

Daha sonra yufkayı kenarlarından kapatarak sıkıca rulo halinde sarın .Yaklaşık iki parmak genişliğinde ,eşit büyüklüklerde kesin.


 Kestiğiniz parçaları dikey olarak fırın kabına sık sık olacak şekilde yerleştirin. Diğer yufkaları da aynı şekilde hazırlayıp fırın kabınıza yerleştirin.



Geriye kalan tereyağını eritip biraz kızdırdıktan sonra üzerinde biriken köpüğü alıp tatlının üzerine hafifçe gezdirin.  Şerbeti de önceden hazırlayıp oda sıcaklığında soğumaya bırakın.
Tatlınızı önceden 180 derecede ısıttığınız fırında iyice kızarana kadar pişirin . Fırından çıkarınca tatlı sıcakken ( şerbet ılık olacak ) şerbetini üzerine dökün. Şerbeti çekip oda sıcaklığına gelene kadar bekleyin . Eeee afiyetler olsun.  Dilerseniz yanında sade dondurma yada kaymakla  sunum yapabilirsiniz.

9 Temmuz 2015 Perşembe

KEPEKLİ KAYISILI TART


Tart ve turta yapmak mutfakta en sevdiğim tarifler arasında. Hele bir de ilk kez denediğim farklı bir tarif ise duyduğum heyecan bambaşka . Bu tarifte en çok hoşuma giden tamamen kepekli un ile hazırlanan az yağlı bir hamura sahip ,  ayrıca da kayısılı olmasıyla da lif açısından oldukça zengin toplamda sağlıklı bir tarif olmasıydı. Üzerine de lezzet on numara olunca hemen paylaşılması gereken tarifler listesine en üst sıradan geçiş yaptı. 

Bu arada size tart hamuru yapmakla ilgili küçük bir tüyo vereyim .Hamuru karıştırabilecek büyüklükte normal , bıçaklı bir mutfak robotuyla tart hamurunuzu 5 dakika gibi kısa bir sürede hazırlayıp hemen dinlenmesi için dolaba atabilirsiniz.

 Geçelim malzemelere :

hamur için :
1 1/2 su bardağı kepek unu  -yaklaşık  200 gr 
1 yemek kaşığı şeker
1 çimdik tuz 
1 çay kaşığı tarçın
80 gr soğuk tereyağı ( yada margarin ) Ben tariflerimde mutlaka tereyağı kullanmaya özen gösteriyorum.
5 yemek kaşığı kadar soğuk su 

kayısılı harç için :

300 gr ince dilimler halinde doğranmış taze kayısı
2 yemek kaşığı esmer yada beyaz toz şeker ( ben esmer şeker kullandım ) 
1 tatlı kaşığı tarçın 
üzerine serpiştirmek için bir miktar kuru yaban mersini ( siz dilerseniz başka bir meyve ile de renklendirebilirsiniz ) 

22 cm lik kelepçeli kalıp 
kalıbı yağlamak için katı yağ ayrıca yağlı kağıt 
üzeri için pudra şekeri 




Öncelikle kayısıları resimde gördünüz gibi ince dilimler halinde doğrayıp , şeker ve tarçın ile harmanlayarak geniş bir kasede hamurunuzu hazırlayana kadar bekletin. Böylece meyveler biraz daha sulanarak ve tarçınla da bütünleşerek daha lezzetli bir hal alıyor.

Daha sonra eğer bir mutfak robotunuz varsa onu kullanarak yoksa da hamur karıştırma kabında yoğurmak üzere önce un ve soğuk olarak küp küp doğradığınız tere yağını iyice karıştırın . Eğer eliniz ile yoğuracaksınız başlangıçta bir bıçak yardımıyla hamurunuz yapışkan bir hale gelmeden yağı karıştırmanız iyi olacaktır. Yağ ile un güzelce karıştıktan sonra şekeri ve tarçını ekleyerek karıştırmaya devam edin. Suyu en son aşamada yavaş yavaş ekleyerek hamurunuzun birleşmesini sağlayın . Bu aşamayı yaparken elinizle karıştırıyorsanız hamuru hemen bir toparlayıp streç folyoya almalısınız. Tart hamuru çok fazla yoğurulacak bir hamur değildir. 
Hamurunuzu streç folyayo sarıp dolapta bir 20 dakika kadar dinlendirin. 

Fırını 180 dereceye ayarlayın . Kelepçeli kalıbı güzelce yağlayın .Ben risk almamak için tabanı yağladıktan sonra yağlı kağıt ile de kaplamayı tercih ediyorum . Kalıbın tabanına hamurunuzu eşit kalınlıkta olmasına dikkat ederek yayın.

Üzerine meyvelerinizi yerleştirerek 180 derecede ısınmış fırında yaklaşık 40 dakika pişirin . Bu süre zarfında evinizi mis gibi bir tarçın kokusunun kaplayacağı garantisini verebilirim. 
İster ılık olarak ister biraz daha bekleyip üzerine pudra şekeri serperek afiyetle yiyebilirsiniz.. Umarın sizler de beğenir ve tarifi defterinize eklersiniz. Sevgiyle =)


4 Temmuz 2015 Cumartesi

KÖZLENMİŞ KIRMIZI BİBER SARMASI


Sizler de benim gibi  masanızda rengarenk ,lezzetli ve pratik tarifler olmasını seviyorsanız, kırmızı biber sarmasını denemelisiniz. Hem yaz hem de iftar sofralarınız için oldukça hafif ve lezzetli olması açısından özellikle öneririm. Malzemeleri de oldukça kolay. Eğer vaktiniz çok çok kısıtlıysa , marketlerde satılan hazır közlenmiş biberleri de kullanabilirsiniz . Ama tabii ki evde közlenmiş olanın tadı kokusu bambaşka . Tarif çok kısıtlayıcı değil . İçerisine koyacağınız peyniri kendi damak tadınıza göre seçebilir , evde kalan çeşitli peynirleri karıştırabilirsiniz.

Tarif için
 6-7 adet kırmızı kapya biber
 150 - 200 gr kadar ezine peyniri ( ben tulum ve beyaz peyniri karıştırarak kullandım )
yarım su bardağı kadar iri çekilmiş ceviz
3- 4 tane taze soğanın yeşil kısımları
pul biber
Damak tadınıza göre 1 diş sarımsak


Biberleriniz bir tarafta közlenirken , tercih ettiğiniz peynirleri , cevizi dilerseniz ezilmiş bir diş sarımsağı ve pul biberi bir kapta birazda ezerek karıştırın. Közlediğiniz kapya biberleri boyuna ikiye ayırıp kabuğunu ve çekirdeklerini temizleyin . Bağlamak için kullanacağınız taze soğanın uç kısımlarını biraz sıcak suda yumuşamalarını bekleyip , tekrar soğuk suya atın .
Başlayalım biberlerimizi doldurup sarmaya . Hazırladığınız peynirli karışımdan 1 yemek kaşığı kadar alıp biberlerin geniş kısmına koyarak sarın ve yumuşattığınız yeşil soğanlarla bağlayın. İşte hepsi bu kadar . Sofranızın ve gününüzün rengarenk olması dileğiyle

2 Temmuz 2015 Perşembe

SİNOP GEZİSİ- 2 ERFELEK ŞELALELERİ, AKLİMAN VE HAMSİLOS



 Evet evet bu gördüğünüz manzara gerçek ve böyle daha 28 tane daha şelale var Erfelek Şelaleri nde . Sinop gezimi yazmaya devam ediyorum ve bu postta tam da cennette miyim dedirten kısımları kaldı. Sinop'a gittiğinizde muhakkak görmeniz gereken yerlerden biri burası . 1997 yılında Erfelek Barajı yapılırken keşfedilmiş. 28 tane merdiven şeklinde olan Erfelek Şelaleleri doğanın içine gizlenmiş . Suyun rengi gerçekten turkuvaz ve buzzz gibi =) Burayı gördüğümde içime yayılan huzuru ve mutluluğu anlatamam . Şelalelere tırmanmak için doğaya hiç zarar vermeden ahşap merdivenler kurulu . Yeşilin her türlü tonu , akan suların sesi insanı büyülüyor. Doğaya dokunmaz ,zarar vermezseniz işte böyle güzel cennetler çıkıyor ortaya.






Tam şelalelere tırmanıp bitmesin bu güzellik derken yukarıda sizi  kuzine sobasında demlenmiş sıcacık çay bekliyor.  Aşağıda da gözleme ve ızgara et yiyebileceğiniz küçük mekanlar var. Ama zaten siz doğaya doymuş oluyorsunuz. 


Erfelek şelalelerine giderken de tüm güzelliğiyle neredeyse yol boyu Erfelek Barajı eşlik ediyor size. Baraj yapımı malum daha aşağıda akan dereleri kurutmuş ama manzarası harika. 



Ayrıca ziyaretçilerin  kamp yapmasına da izin veriliyor bölgede . Eğer Sinop'a yolunuz düşerse Erfelek'i  görmeden bitirmeyin gezinizi. Bu eşsiz doğa size çok iyi gelecek . 

 Sinop bu doğa güzellikleri açısından oldukça zengin . Erfelek' den döndükten sonra doyamayıp bu sefer Hamsilos Koyu na gidiyoruz. Hamsilos Koyu ülkemizin en kuzey noktasında yer alıyor. Buzul aşındırması sonucu Dünya da kendiliğinden oluşan tek koy ünvanını taşıyor. Akliman yolu üzerinden rahatlıkla Hamsilos Koyu na ulaşabiliyorsunuz. 

Yol üzerinde ve Akliman da piknik yapılabilecek bol miktarda mesire alanı var . Bu yönüyle bir Ankaralı olarak Sinopluları çok kıskandım . İnanılmaz bir manzarada hem denize girip hem de piknik yapma imkanı oldukça büyük bir ayrıcalık =) Sizde Sinop ziyaretinizde Akliman a uğrarsanız ufak bir piknik sepeti hazırlamayı unutmayın.


Sinop gezimiz sonlanırken bir kez daha anladım ki tatil demek sadece Ege kıyılarından ve Akdeniz'den ibaret değil . Kıymetini bilmeliyiz ki ülkemizin her köşesinde bir çok cennet gizli . Sevgiyle ...